26 Mayıs 2021 Çarşamba günü saat 14:13’de Yay burcunun 5 derecesinde bir Ay Tutulması gerçekleşecek.

Güneş ya da Ay Tutulması olsun her ikisi de tarih boyunca pek çok uygarlık tarafından korkularak izlenen gökyüzü olayları olmuştur. Eski toplumlarda gökyüzünde yaşam kaynağı olarak kabul edilen ışıklardan yani Güneş ya da Ay’dan bir tanesinin bir anda yok olması, karanlıklar içinde kalması Tanrı’nın verdiği bir ceza, felaketlere gebe olan bir durum olarak kabul edilmiştir. Gerçekten de tutulmaların hemen arkasından yaşanan beklenmedik olaylar bu korkuların, çekincelerin yanlış olmadığını göstermiştir.

Tutulmalar radikal değişimleri beraberinde getirir. Aslında hayatlarımızda ve dünya üzerinde alışılagelmiş, memnun olunmasa bile sürdürülen dolayısıyla pozitif ya da negatif konfor alanlarının dışına çıkılmasını, zorla da olsa yenilenmeyi, bırakmayı, vazgeçmeyi, terk etmeyi, başlatmayı hızlandıran “tetikçi”lerdir.

Dip toplama bakıldığında hızlandırıcı etkisiyle, yeniyi hayata entegre etmesiyle aslında pozitif bir etkiye sahiptir ama doğal olarak, süreçlerin kolay olduğunu söylemek de mümkün değildir.

Ay Tutulması, Güneş-Ay karşıtlığında, yani Dolunay’da, Dünya’nın Güneş ile Ay arasına girerek, Ay’ın Güneş’ten aldığı ışığı kapatması halinde gerçekleşir. Tutulmaların olabilmesi için, Güneş ve Ay’ın aynı enlem ve boylamda konumlanmış olması gerekir.

Ay Tutulması geçmişte tohumları atılmış, eylemlerin, çabaların, duyguların ve düşüncelerin meyvelerinin toplanması zamandır. Ayrıca Güneş-Ay karşıtlığı söz konusu olduğu için başta kadın-erkek olmak üzere her türlü ikili ilişkinin sorgulanma, gözden geçirilme dönemidir. Dünya genelinde ise, halklarla, beslenmeyle ve günlük yaşamı etkileme ihtimali olan felaketlerle, sıra dışı zorluklarla bağlantılıdır.

Bireysel düzlemde dünyevi işler, maddi alem ve “dünyada kalma” (Güneş-Ay arasındaki Dünya) içgüdüsü, duyguların, sezgilerin ve maneviyatın geri planda kalmasına neden olur. Zaten Ay’ın karanlıkta kalması, Ay’ın taşıdığı sembolizmin, yani duygular, sezgiler, ruhsallık, besleme, esirgeme, koruma, annelik, aile gibi kavramların karanlıkta kalacağına işaret eder.

Güneş’ten gelen ışığın kesilmesi, gerçeğin anlaşılmasında, fark edilmesinde, halka ulaşmasında gecikmeler olacağının sembolüdür. Geçmişimizle bağın kopması, içsesimizi duyamamamız, sağduyuyu kaybetmek gibi negatif etkilerle karşılaşmamız mümkündür.

Genel etkilerinin yanında bireysel haritalarda başta Güneş, Ay ve Yükselen Burç olmak üzere, herhangi bir astrolojik nokta ile tutulum haritalarındaki derecelerin ilişki kurması (açı yapması) daha yoğun etkilerin yaşanmasına neden olur. Gezegenlerin ya da astrolojik noktaların burç ve ev konumlarına göre, ilgili konularda ve hayat alanlarında kadersel sonlanmalara, bitişlere neden olacak “tetikçi” bir etki yaratır.

Sonucunda hayatın bir sonraki fazına hızla götüren, olgunlaştıran, farkındalığı yükselten olayların yaşanması söz konusudur. Doğumlar, ölümler, boşanmalar, işten ayrılmalar, iş başlangıçları, lokasyon değişiklikleri, önemli anlaşmalar tutulmalarla hız kazanır.

Bu deneyimlerin tutulmalardan hemen sonra gerçekleşmesi de şart değildir. Altı ay ila bir sene içerisinde bu dereceler, diğer transitlerle tetiklendikçe, kendimizi sürpriz bir şekilde yeni kararlar ve eylemler içinde bulabiliriz.

Tutulma doğum gününüze denk geliyorsa sağlığınıza, ilişkilerinize, iş yaşantınıza daha önem vermeli ve tedbirli olmalısınız. Bu dönemde duyduğunuz her şeye inanmamalı, gerçekliğini sorgulamalısınız. Söylenenlerin ya da yaşadığınız deneyimlerin gerçekte ne olduğunu iyice anlamalı ve hayatınızın, karakterinizin ve davranışlarınızın farkına varmadığınız hangi parçasını işaret ettiğini anlamaya çalışmalısınız. Sağduyunuzu korumaya çalışmalı ve vicdanınızın sesinden uzaklaşmamalısınız.

Evet tutulma mevsimi başladı. İkizler-Yay aksındaki son Ay Tutulması, hemen arkasından son Güneş Tutulması ile “bilmek-öğrenmek” üzerine deneyimlediğimiz bir fazı kapatacağız.


Yorumlar

Popüler Yayınlar